Pazar, Eylül 03, 2006

Sümerler ve Başörtüsü

Tanınmış Sümer tarihi araştırmacısı Muazzez İlmiye Çığ, Bilim ve Ütopya Dergisi'nin Şubat, 1977 sayısında örtünme konusunda şu bilgileri veriyordu:

"...Başörtüsünün, İslamiyetle birlikte başladığı sanılır. Oysa başörtüsü bundan beş bin yıl önce Sümerler'de ortaya çıktı. Yasal yollardan seks yapacak kadar özgür olan Sümer mabet kadınlarının başlarını örtmeleri zorunlu idi.

Hammurabi'nin başa geçmesinden sonra bu geleneğe son verildi. M.Ö. 1500 yılında, Asur Kralı'nın çıkardığı bir yasa ile baş örtüsü yeniden yürürlüğe kondu. Başörtüsü, kutsal sınıfa dahil olan evli veya dul Sümer kadınlarıyla, yasal seks yapan mabet kadınları için zorunluydu. Yasal seks yapmayan sokak fahişeleriyle genç kızların ve kölelerin ise başlarını örtmeleri yasaktı..

Bundan şu anlam çıkıyor: Evli kadınlar, dullar ve yasal seks yapan mabet kadınları 'ahlaklı'; genç kızlar, yasal yollardan seks yapmayan sokak fahişeleri ve köle kadınlar 'ahlaksız' ... Örtünen 'ahlaklı', örtünmeyen 'ahlaksız' değer ölçüsü sanıldığı gibi İslamiyetle birilikte ortaya çıkmadı. Kökleri ta Sümerler'e, Asurlu'lara kadar gidiyor. Bugün bunu savunanlar, aslında İslamiyetin değil, binlerce yıl önceki Sümerler'den Asurlu'lardan, hatta Yahudilerden kalma değer yargılarını savunuyorlar.

Bu geleneği Yahudiler, Asurlu'lardan almış, onlardan da Müslümanlara geçmiş. Yahudi kadınlar, başörtüsünü perukla değiştirmişler. Genç kızken başları açık dolaşan Yahudi kadınlar, evlendikten sonra saçlarını traş ettiririp onun yerine peruk takarlarmış. Müslümanlar, bir çok inanç ve gelenekleri gibi, başörtüsü geleneğini de Yahudilerden almışlar. Yaptıkları değişiklik ise, peruk yerine, yeniden başörtüsünü kullanmaktan ibaret kalmış..

Bu bilgileri veren Muazzez İlmiye Çığ, Kuran'ı yorumlarken de, "Kuran'da örtünmeden değil, 'ziynetin örtünmesinden' söz ediliyor. 'Ziynet' sözcüğünden kimi kadınlar vücudunu, kimi kadınlar da takılarını anlıyor." diyor.


Prof. Dr. Neşe Çağatay ise Bilim ve Ütopya Dergisi'nin Ocak 1996 sayısında başörtüsünün Müslümanlara nasıl geçtiğini anlatırken şu bilgilere yer veriyor:

"Müslümanlar, hür kadınlarıyla birlikte Mekke'den Medine'ye göç ettiklerinde, Medine'de bir meta aracı gibi alınıp satılan ve örtünmeyen cariyelerle karşılaştılar. Medineli erkekler, Mekke'den gelen kadınlara da cariye gibi davranıyor. Onları da meta gibi alıp satmak istiyorlar. Hazreti Ömer bu kargaşalığı görüyor. Medinelilerle karıştırılmamaları için Mekkeli kadınlara örtünme kuralı getiriliyor. Cariyelerin örtünmesi ise yasaklanıyor. İslamiyette hür kadınların cariyelerden ayırt edilmesi için başlatılan bu gelenek, daha sonra kadınların erkeklere karışı örtünmesi şekline dönüşüyor..."

93 yaşındaki Sn.Çığ'ın yazısını hakaret olarak değerlendiren bir cemaat, Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne suç duyurusunda bulunuyor. Sn.Çığ trajikomik bir şekilde "halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama" suçlarından 1.5 yıla kadar hapis istemi ile yargılanacak.

Yazdığı yazı, epostalarla dolaşarak, eskitebalilar arasında da ilgi gören Sn.Çığ'ın uğradığı haksızlığı ve bilimsel gerçekleri çarpıtmaktan sakınmayan bu kirli siyaseti kınıyoruz.

5 Comments:

Blogger Sakarya dövmeci said...

bu yazıyı yazanın dünyadan haberi yok...

27/12/08 05:33  
Blogger  said...

GAME OVER: OYUN BİTTİ!

Sabahın erken saatlerinde evinden ayrıldın. Kulaklarından kalbine şelale gibi akan ezan sesleri... Umursamadın. Sonra ilerledin... İlerledin... Evin gözden kayboldu. Bildiğini zannettiğin bir yerdesin. Sadece bilmediğini bilmiyorsun. Çevrende seni izleyen gözlerin olduğunu bilmek çok cazip. Zira senin tercihlerin sence bir ekol olmalı. Hür olmanın ve insanları etkilemenin karşı konulmaz çekiciliğine kapılıyorsun. Geldiğin noktaya sen bile inanamıyorsun. Gerçekten çok cesur birisin...
Gördüğün ve istediğin herşeyin hakimisin. Ama kendine hakim değil! İstediğin çok da olsa bu senin için sorun değil. İşte sen... İşte dünya... Herşeyin üstünde birisin ve her varlıkta tasarruf edersin. (!)
Ve karanlık çöktü... Evden çıkarken bu hiç aklına gelmiş miydi? Game over yani oyun bitti! Yani yaşın kemale erdi. Ecel meleği ensende. Her an ölebilirsin. Hakk'ın huzuruna götürüleceksin. Evine dönemezsin. Şımarıkça ve berheva hükümlerinin hesabını vereceksin. Bu vakıanın asıl trajik yanı Kim'e hesap vereceğini dahi bilememen. Donakaldığın yer materyalizm köyü. Halbuki sen onu ülke olarak bellemiştin. Ne son ama!
İslam'a saldıran zihniyet senin en kısır döngündür. Sonsuz bir girdap gibi. Kafanda programladığın oyuna göre maneviyatı yorumlaman mutat bir hale gelmiş. Materyalizm köyünü medeniyet zannediyorsun. Müslümanları kafanda bir hasım olarak büyütmüşsün de büyütmüşsün. Giysileri bile korkunç. Dünyada bir sürelik hakimiyetin var olabilir. Ancak bu oyun fazla sürmeyecek...
Bir oyun veya eğlence bu. Düşüncelerin basit mi basit. Kafan allak bullak. İslam güneşi gözlerini kamaştırıyor. Programın sürekli error veriyor ancak bunu görecek kadar basiretin yok. Sen konuştuğun zaman ancak bir programlama dili gibisin. Kült ifadeler. Robotsu tavırlar. Ölü bir kalp. Boş bakışlar. Sıkıcı duruşlar. Standart ifadeler. Oyunun devam ediyor. Ama şimdilik. Sonsuzluğa ancak manevi hissiyatın dirilmesiyle ulaşılabilir.
İslam'a kızıyorsun. Nedeni belli; İslam kalpleri diriltince insanlar senin oyun programını takmıyorlar. Ama kızma ki bu insanların en doğal hakkı. Gerçeği... Tek gerçeği bilmek. Allah'ın diniyle; İslam ile dirilmek!
Ölüm meleği ensende. Yaşın kemale erdi. Ölmek üzeresin. Hala "zararın neresinden dönülse kardır" bile diyemeyecek kadar körleşmişsin. Kafandaki şu oyun seni robotlaştırmış. Bir dışarı çıkmaz mısın kafandan? Görmez misin gökyüzünü? Bir yetime şefkatle bakmaz mısın? Yada bir insana gülümsemez misin? Bil ki; oyun bitiyor değil, game over; oyun bitti!...

1/1/09 03:41  
Anonymous Adsız said...

sumerliler dunyada ilk uygarlik olarak bilinir, Sn.Çığ'ın burada kendi yorumunu deyil bir uygarligin yasam kavramini anlatiyor, sn.said insan uygarligi senin burnunun ucundan daha ilerde. bilgiye bilgi ile cevap verilir. cesaretin ve bilgin varsa once arastir, sonra yorum yap. kor, sagiri oynama.

11/9/09 15:54  
Anonymous Adsız said...

"islama saldırmayın" demiş. tarihsel bir gerçekliği ayyuka çıkarmak, bilim yapmak nasıl oluyor da "islama saldırmak" oluyor. böyle kuru laflarla ağzınızı çalıştıracağınıza beyninizi çalıştırıp bilimsel bir kaşı tez sunun. şu veya bu sebepten ötürü başörtüsü meselesi böyle değil deyin. "ama kur'anda böyle yazıyo" demeyin.

29/4/16 16:51  
Blogger Güncel Dini Meseleler said...

Tamam ideolojik amaçlarla yazılmış bir yazı, örtünme emri Kuran'da var ayetlerde sabit , Nisa (kadın süresinin mealini okuyan , peygamberimiz ( s.a.v.s) in hadislerini okuyan örtünme emrini apacik görür.Kole cariyeler örtünmek zorunda değildi bunun sebebi efendileri zaten kafirdi, başörtüsüne inanmıyordu.Cariye efendisine mecburen tabiiydi.Basortusu tüm ilahi dinlerde vardı.Bazi toplumlar kültür etkilesimiyle başka amaçlarla başörtüsü kullanmış olabilir, Arap erkeklerde sıcaktan korunmak amaçlı başörtüsü kullanıyorlar hala.
Ahzap süresi 59.ayet bir zahmet mealini açıp okuyun .Nur suresi 31.ayet üşenen insanlar için ayet numarası da yazdım.Kurani bir kere bile neslinden okuyup hatmetmeyen ahkam kesip de kimsenin kafasını bulandırma din.Keşke Sümerleri araştırmak için harcadığiniz vakti birazda kuranı mealinden okumaya çalışsaydiniz.

17/1/19 10:46  

Yorum Gönder

<< Home